“İşini sev, çok çalış, asla vazgeçme”
Yapabileceği işlerden, asla kaçmadığını vurgulayan Berrin Dinç, “Elbette zor zamanlar da yaşadım. Hep umutla ve bilinçle yeniden başladım. Şu an nasılım bilmiyorum ama mutlu olmayı tercih ediyorum” diyor…
İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Berrin Dinç, başarının sırrını “çok ama çok çalışmak” olarak açıklıyor. Yapabileceği işlerden, çözebileceği sorunlardan asla kaçmadığını vurgulayan Dinç, “Elbette zor zamanlar da yaşadım. Hep umutla ve bilinçle yeniden başladım. Şu an nasılım bilmiyorum ama mutlu olmayı tercih ettiğim bir hayatım var ve onu biliyorum” diyor…
Sigorta sektörünün en önemli paydaşlarından biri de kuşkusuz acenteler. Sigorta şirketleri tarafından çıkarılan ürünlerin büyük bölümünü tüketicilere acenteler ulaştırıyor. Gece gündüz poliçe satmak için uğraşan onlar, danışmanlık yapan yine onlar. Bir şekilde şirketlerle tüketiciler arasında köprü görevi gören, tüketicinin sektörle ilgili sorunlarını dinleyen, çoğu zaman şirketlerle sigorta ürünü alanlar arasında kalan, “o hasar neden ödenmiyor, sağlık sigortasında bu gider neden karşılanmıyor” sorularıyla muhatap olanlar yine onlar.
Evet, kısaca acenteler bu sektörün olmazsa olmazı. Bir yandan dijital satışa savaş açıyorlar bir yandan şirketlere dert anlatıyorlar. Bir yandan da düşen komisyon oranlarıyla ve içinde bulunduğumuz salgın sürecinde ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Sektörün önemli oyuncusu acentelerin de salgın sürecinde bireysel anlamda gelirleri düştü. Yani bu süreçten olumsuz etkilendiler. Biz de bu ay acentelerin sesine kulak verelim istedik. İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD) Başkanı Berrin Dinç ile sohbet ettik. Bireylerin salgın döneminde, başta sağlık olmak üzere birçok alanda kendilerini güvende hissetme ihtiyacı duyduğunu ve önceliklerinin değiştiğini hatırlatan Dinç, bu değişikliklerin de tüm sektörlerde özellikle uzun dönemli ve kalıcı etkilere yol açacağını düşünüyor…
Türkiye’de kaç acente var? Bunların bölgesel dağılımı nasıl?
Toplam kayıtlı acente sayısı 15 bin 800. Ancak bunlardan faal olarak hizmet verenlerin sayısı 10 binin biraz üzerinde. Acentelerimizin büyük bir kısmı büyükşehirlerde faaliyet gösteriyor.
Acentelerin en büyük sorunu nedir?
Sektörün önemli oyuncusu acenteler, özellikle son yıllarda pazar kaybı, gelir yetersizliği, düşük komisyon, haksız rekabet, ölçek, teknoloji gibi birçok konuda sorunlar yaşıyor. Bu sorunlar ve çözüm yolları ise son günlerde sektör içinde hararetli şekilde yeniden tartışılmaya başladı. Sigorta acenteleri ile diğer aracılar eşit şartlarda çalışmalı. Sektörde en büyük sorun haksız rekabet. Bu haksız rekabet bir an önce ortadan kaldırılmalı.
Salgın süreci acenteleri nasıl etkiledi?
Bireylerin salgın döneminde, başta sağlık olmak üzere birçok alanda kendilerini daha fazla güvende hissetme ihtiyacı duyduğunu gördük. Önceliklerinin değiştiğini ve bu değişikliklerin de tüm sektörlerde uzun dönemli kalıcı etkilere yol açacağını söyleyebilirim. Kovid-19 salgınının etkisiyle sağlık sigortalarıyla birlikte SGK olanakları; devlet hastanesi ve özel hastane olanakları tekrar birçok kişinin gündemine girdi. Ancak bireysel gelirlerin düşmesi şirketleri de etkiledi. Şirketler ve bireyler sigorta için ayırdıkları payı düşürmek zorunda kaldı. Bu durum sektörü ve bizleri etkilemeye devam ediyor.
Dijital ortamda poliçe satışını nasıl değerlendiriyorsunuz, bu iş en doğru şekilde nasıl yapılmalı?
2000’li yıllardan itibaren artarak devam eden satış kanallarının çeşitlenmesi süreci son yıllarda ivme kazandı. Gelecekte de bu sürecin benzer şekilde devam etmesi bekleniyor. Sigorta sektörü de bu süreçten etkilendi. Özellikle tüketicilerin satın alma davranışlarının değişmesi ve teknolojiyle büyüyen yeni bir neslin oluşmasıyla birlikte internet sitelerinden poliçe satışları hızlandı. Burada acentelere karşı ayrı bir rekabet alanı olmuş gibi görünse de bu konunun uzun vadede acentelere dönüşü kolaylaştıracağını düşünüyorum. Sigorta çok kapsamlı bir konu. Her teminat ayrı bir ayrıntıyı ifade ediyor. Sigorta da teminatları seçebilmek için sadece teminat adını görmek de yeterli değil. Bu konuda bilgilendirme yapacak bir danışmana mutlaka ihtiyaç var. Her zaman da olacak. Ya da hasar anında işinizi kolaylaştıracak bir danışmana. İSAD olarak biz, bu yüzden “Sigorta acentesiz olmaz” diyoruz.
Sigorta şirketleri poliçe mülkiyet kavramına nasıl bakıyor? Acentelerin müşterilerine doğrudan poliçe satışı yapmaya çalışan şirketler olduğu söyleniyor, bu doğru mu?
Sigortalarda poliçelerin mülkiyet hakkı tabii ki acentelerdedir. Ancak hukuki boşluklar maalesef var. Uygulamada her müşteri bağlı bulunduğu acente partajı üzerinden işlem görür. Bunun tersi acenteye bilgilendirme yapılmadan yapılamaz. Diğer türlüsü etik ve kanuni değildir. Şirketlerin direkt satış yapması konusunda bir doğruluk saptanmış değil ama şirketler iyi niyeti suistimal ediyorlarsa bunu ancak hukuki yollarla çözebiliriz.
Acenteler nasıl açılıyor? Ne tür şartları var, yeni acente açmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Sigorta acenteliği almak için gerekli şartları yerine getirenler Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin (TOBB) sigortacılık birimine başvuru yaparak levha kaydı yaptırdıktan sonra, sigorta şirketleriyle sözleşme yaparak acentelik faaliyetlere başlayabilir. Levha kaydı yaptırabilmek için de gerekli eğitim şartı ve tecrübeyi tamamlamış olmak gerekiyor.
Son zamanların en garanti gelirine sahip, durgunluk dönemlerinde bile aktif olarak faaliyet gösterebilen sektör varsa o da sigortacılıktır. Çünkü sigorta günümüz şartlarının olmazsa olmazlarındandır. Sigortacılık bir o kadar da zor bir sektördür. Yapılan işlemlerin tüm ayrıntılarını bilmeli, sektörü çok iyi tanımalıdır acente açacak kişi.
Üst düzey bir kadın yönetici olarak kariyer basamaklarını nasıl tırmandınız?
Pek çok başarılı insanın yaptığı gibi çok ama çok çalıştım. Yapabileceğimi ve çözebileceğimi bildiğim işlerden asla vazgeçmedim. Elbette zor zamanlar da yaşadım. Hep umutla ve bilinçle yeniden başladım. Şu an nasılım bilmiyorum ama mutlu olmayı tercih ettiğim bir hayatım var onu biliyorum.
İstikrar sizce başarı için önemli bir kriter mi? Kadın çalışan ve kadın yöneticiler olarak sigorta sektörünü değerlendirebilir misiniz?
İstikrar çok çok önemli bir kriter tabii ki. Aile, iş, sosyal hayatta istikrarın getirisiyle mutlu ve başarılı olabilir insanlar. Sorunun ikinci kısmına gelince, sigorta keyifli bir sektör. Kadın olarak ayırmak doğru mu bilmiyorum ama tüm zorluklarına rağmen kadınlar için gelecek vaat eden bir sektör olduğunu düşünüyorum.
Diğer sektörlere kıyasla sigortacılık sektöründe kadın çalışanlar hangi avantaj ve dezavantajlara sahipler? Sigortacılık Türkiye’de hala gelişmekte olan bir sektör olduğu için kariyer anlamında pek çok avantajlara sahip. Sektörde hala çok büyük boşluklar var ve kadınlarımızın kıvrak zekalarıyla bu boşlukları yakalayacaklarına ve her zaman kendileri için kariyer fırsatları bulacaklarına inanıyorum.
Sigorta sektöründe “kadınlar çalışıyor, erkekler yönetiyor” algısı doğru mudur?
Bir nevi öyle. Tıpkı Türkiye’nin tüm yönetim alanlarında olduğu gibi. Meclisten başlayıp aşağı doğru baktığımızda hep erkek nüfusu yoğunlukta. Ancak sektörümüzde çok başarılı kadın yöneticilerimiz var. Hele şu son zamanlarda sektördeki atamalara baktığımızda daha da arttığını görüyoruz.
Kadın istihdamının artırılmasına yönelik bir uygulamanız, projeniz var mı? Kadınların sektörde daha çok yer alması için neler yapılabilir?
Sigortacılık iş yeterliliğinde kadın erkek ayrımı arayan bir sektör değil aslında. İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği olarak özellikle kız öğrencileri iş hayatına katılımını sağlamak için staj konusunda destek veriyoruz. Kadınların iş hayatında yer alması açısından en büyük destek devlet teşvikleriyle olabilir. Şöyle ki mahalle kreşleri ve işyeri kreşleri sanırım kadınlar için en büyük destek olur. Bugün baktığımızda çocuk sahibi pek çok kadın iş hayatından uzaklaşmış durumda.
Ürün gelişiminden müşteri sorunlarının çözümüne kadar erkeklere göre farklı bakış açıları neler?
Müşteri sorunlarının çözümlerinde kadınların daha çok empati kurarak sorunlara yaklaştığını açık ara görebiliyoruz. Böylece daha verimli çözümler ortaya çıkabiliyor. Ancak şöyle söyleyebilirim, iyi çalışan herkes başarılı sonuçlar elde eder. Kadın ya da erkek olarak ayırmak çok da doğru gelmiyor bana.
Salgın süreci kadın çalışanlar için neleri değiştirdi?
Bu süreçte yapılan çeşitli araştırmalarda kadınların büyük oranda iş kaybı yaşadığını söyleyebilirim. Ayrıca çocuklarıyla birlikte evden çalışmak zorunda kaldılar ve iş yükleri çoğaldı. Bu da stresli bir yaşam şeklini oluşturdu.
Kariyerinin başındaki kadın yönetici adaylarına ne tavsiyelerde bulunursunuz?
Olumsuzluklar karşısında pozitif olmaktan vazgeçmesinler. Bilsinler ki yaşadıkları sorunlar da onların gelişmesine katkıda bulunan birer tecrübe olacaktır. Fikirlerini söylemekten kaçınmasınlar. Doğru bildikleri konularda devam ettikçe her zaman başarıya ulaşacaklardır. KUTU
Astrolojiyle ilgileniyor, gönüllü çalışmalara katılıyor
Peki İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Berrin Dinç, boş zamanlarında neler yapıyor? Hobileri var mı? Herhangi bir spor dalıyla uğraşıyor mu? İş dışında neler yapıyor? Her çalışan işkadını gibi kendisinin de hobileri olduğunu söyleyen ve birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak çalıştığını söyleyen Dinç, “Astrolojiyle ilgileniyorum. Çok uzun zamandır Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Beykoz Birimi’nin gönüllüsüyüm. Çocuklara ders veriyorum. Çeşitli STK’lara elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. Yardım koşularına katılıyorum. Kayak yapmayı, doğayla iç içe olmayı, seyahat etmeyi seviyorum. Salgın öncesinde fırsat buldukça tiyatroya gidiyordum” diyor.
Barış Bekar / Akıllı Yaşam