TSEV önümüzdeki dönemlerde hangi çalışmalara imza atacak?
TSEV, üniversite öğrencileriyle buluşuyor
Üniversite gençliği ile bir araya gelerek sigorta bilincini artırmayı hedeflediklerini belirten TSEV Müdürü Prof. Dr. Suna Özyüksel, “Yayınlarımızı devlet üniversitelerinin kütüphanelerine ücretsiz gönderiyoruz” dedi. Sigortalılık oranının yüksek olduğu ülkelerde, sigorta bilinci henüz okul yıllarında oluşturulmaya başlanıyor. Tüketiciler böylelikle daha küçük yaşlarda sigortanın önemi, sigortanın ne tür riskler karşısında kişileri koruma altına aldığı gibi temel konuları öğrenme olanağı elde ediyor. Ülkemizde de son yıllarda sigorta bilincinin artırılmasına yönelik çalışmaların hız kazandığı görülüyor. Bu çerçevede, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı da (TSEV) çok başarılı projelere imza atıyor. TSEV, sigortacılık ve aktüerya bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere Sigorta Eğitiminin Niteliğinin Artırılması Seminerleri; mühendislik, tıp, ziraat, iktisadi ve idari bilimler fakültesi gibi farklı fakültelerde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak Toplumda Sigorta Bilincinin Artırılması Seminerleri düzenliyor. TSEV Müdürü Prof. Dr. Suna Özyüksel “Bu seminerler sayesinde üniversite gençliği ile bir araya gelerek sigorta bilincini artırmayı hedefliyoruz. TSEV yayınlarını devlet üniversitelerinin kütüphanelerine de ücretsiz gönderiyoruz” diyor.
Türkiye’de sigorta sektörünün gelişimini nasıl görüyorsunuz?
Türk sigorta sektörü dinamik yapısı, sahip olduğu nitelikli işgücü ve büyüme potansiyeli ile hem Avrupa hem de dünya piyasalarında gelecek vaad eden sektörler arasında yer alıyor. Buna karşın, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye, toplam prim üretimi, primlerin GSYİH’ye oranı ve kişi başına düşen prim üretimi gibi açılardan henüz istenen seviyelere ulaşmış değil. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin istenen düzeye ulaşmadığını göstermekle birlikte Türk sigorta sektörünün önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim, yıllar itibarıyla sektörün prim üretimi, aktif büyüklükleri ve istihdam sayılarında gözlenen artışlar da bu potansiyelin varlığını teyit ediyor.
Yabancı payının artması sizce nasıl bir etki yarattı. Artı ve eksileri neler oldu?
Yabancı şirketlerin, Avrupa’da sigorta piyasasının doyma noktasına ulaşması ve son yıllarda katastrofik (felaket etkisi) hasarların getirdiği mali yükümlülüklerinin artması nedeniyle gelişmekte olan ülkelere yöneldiğini görüyoruz. TSRŞB verilerine göre, 2011 itibarı ile Türk sigorta sektöründe toplam sermayenin yaklaşık yüzde 63′ü yabancı sermayeye ait. Pazar payı olarak bakıldığında ise yabancı sermayenin toplam pazar payının yüzde 59 olduğu görülüyor. Yabancı sermayede en ağırlıklı ülke Fransa, son yıllarda Fransız sermayesinin Türk sigorta sektörüne yoğun ilgi gösterdiği görülüyor. Fransızları, Alman ve ABD sermayesi izliyor. Sektörde yabancı payının artmasının ürün çeşitliliğinin artmasına yol açması, kurumsal gelişime ve rekabete ivme kazandırması beklenmekle birlikte yabancı sermaye Türk sigorta sektörüne henüz böyle bir katkı sağlamış değil. Yabancı sermaye artışı henüz prim üretim artışında beklenen ivmeyi yaratmadı. Ancak zaman içerisinde şirketlerin mali imkânları arttıkça, ürünlerde çeşitlilik fazlalaştıkça bunun prim üretimine ve istihdam olanaklarının artmasına da olumlu katkı sağlayabileceğini söylemek mümkün.
Sektördeki insan kaynağını nasıl buluyorsunuz?
Sigorta şirketlerinde istihdam edilen toplam personel içerisinde lisans düzeyinde üniversite mezunlarının oranı yüzde 75′i geçiyor, toplam personelin yarısından fazlasını ise kadınlar oluşturuyor. Ancak tablo ilk etapta sevindirici olsa da maalesef sigortacılık bölümlerinden mezun olan gençlerin bu profil içerisinde asgari düzeylerde istihdam edildiklerini gösteren araştırmalar, üniversitelerle sektör arasındaki kopukluğun da önemli bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de iki yıllık sigortacılık programları ile dört yıllık sigortacılık ve aktüerya programlarından mezun olan gençlerin sektör içindeki istihdam oranları istenen düzeyde değil. 2 yıllık program mezunlarının sigorta şirketlerinde istihdam edilme oranı yüzde 3′te kalıyor. TSEV tarafından 2007 ve 2008 yılları içerisinde yürütülen ve daha sonra rapor haline getirilen Türk sigorta sektörünün istihdam niteliğine ilişkin çalışma, 4 yıllık bölümler ve 2 yıllık sigortacılık programları mezunlarının, sigorta şirketlerinde istihdam edilen toplam personelin yaklaşık yüzde 1 ila 3′ünü oluşturduğunu gösteriyor. Sigorta şirketleri açısından bakıldığı zaman bu bölümlerden mezun olan gençlerin sektörün ihtiyaçlarını karşılayamadığı, verilen eğitimlerin yetersiz kaldığı düşünülüyor. 2009 yılında iki yıllık bankacılık ve sigortacılık programlarının tek müfredat altında birleştirilmiş olması ise mevcut programların verimliliğinin daha da düşeceği, öğrencilerin kendi alanlarında derinleşmelerini engelleyeceği ve dolayısıyla mezunların iş bulmasının daha da zorlaşacağı endişesini ortaya çıkarıyor. Öte yandan, bu okullarda verilen eğitimin niteliksel olarak da geliştirilmesinin önündeki en büyük engel, Türkiye’de sigortacılık konusunda uzmanlaşmış akademisyenlerin sayısının yok denecek kadar az olması.
Sigortacılık ve sigortaya bakış ülkemizde nasıl bir trend izliyor?
Türkiye, hem nüfusu ve ekonomik kalkınması hem de toplumsal gelişimi ile sigorta alanında en yüksek büyüme potansiyeline sahip ülkeler listesinin başında geliyor. Ancak ülkemizde sigortaya bakış ve sigorta yaptırma bilinci henüz istenen seviyeye ulaşmış değil. Kişi başına düşen prim üretimi bunun en önemli göstergesi. Swiss Re tarafından ülkeler bazında yayınlanan 2010 yılı verilerine göre (Swiss Re Sigma No: 2/2010) İngiltere’de kişi başına düşen prim üretimi 4.579 dolar , Fransa’da 4.269 dolar, Hollanda’da 6.555 dolar seviyelerindeyken bu rakam Türkiye’de 2009 yılı sonu itibarı ile 109 dolar, 2010 sonu itibarı ile 127 dolar olarak kaydedilmiş durumda. TSEV olarak sigorta şirketleri ve sektörde faaliyet gösteren kurumların sponsorluğunda Türkiye genelinde farklı üniversitelerde semineler düzenleyerek sektörün akademik çevreler ve öğrencilerle bir araya gelmesini sağlıyoruz. Sigortacılık ve aktüerya bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak “Sigorta Eğitiminin Niteliğinin Artırılması Seminerlerini”; mühendislik, tıp, ziraat, iktisadi ve idari bilimler fakültesi gibi farklı fakültelerde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak ise “Toplumda Sigorta Bilincinin Artırılması Seminerlerini” düzenliyoruz. Bu seminerlerle üniversite gençliği ile bir araya gelerek sigorta bilincini artırmayı hedefliyoruz. TSEV yayınlarını devlet üniversitelerinin kütüphanelerine ücretsiz gönderiyoruz.
Sektörde pazardan daha çok pay almak amacıyla yaşanan yoğun fiyat rekabeti ve beraberinde ortaya çıkan irrasyonel fiyatlama, şirketleri olumsuz yönde etkilemekle kalmıyor, sektörde daralmaya da yol açıyor. Bu nedenle risklerin daha doğru hesaplanması ve yıkıcı boyutlara varan fiyatlamalardan kaçınılması önem taşıyor. Sigorta tekniğine uygun olmayan aşırı rekabeti kontrol altına almak, şirketlerin sürdürülebilir ve adil rekabet içeren bir ortam içinde çalışmalarını sağlamak adına son derece önemli. Özellikle trafik, kasko ve sağlık branşlarında hasarları azaltıcı önlemler alınması, fiyat odaklı rekabet anlayışından uzaklaşılması ve teknik kar elde edici politikalar uygulanması gerekiyor. Diğer branşlarla karşılaştırıldığında trafik ve kasko branşları, hasar maliyetlerinin en çok artış gösterdiği iki branş olarak öne çıkıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, söz konusu branşlarda suistimallerin sıklıkla görülmesi. Özellikle son dönemlerde kaza tespit tutanaklarıyla getirilen çağdaş uygulamanın istismar edildiği, organize yöntemlerle araçların çarpıştırıldığı, bazı tamir servislerinin çok sayıda otomobil ve motosiklet kazaları düzenledikleri, hasarlı araç parçaları takılmak suretiyle yasal tutanaklar tutulduğu ve bunun sonucunda sahte hasarların artış gösterdiği biliniyor. Biz TSEV olarak, hazırladığımız tüm eğitim programlarında sektörün hasar maliyetlerini azaltmayı öncelikli hedef olarak belirledik. Bu çerçevede, 2010 yılında Emsal Yargıtay Kararları, gerçek vaka analizleri ve sigorta hukukçularının tecrübelerinden yararlanarak hazırladığımız kapsamlı “workshop serileri” bu yıl da tekrarlanıyor. Kara Araçları Kasko Sigortaları, Trafik ve İhtiyari Sorumluluk Sigortaları, Sağlık Sigortası, Nakliyat Sigortaları, Yangın-Hırsızlık Sigortaları, İnşaat-Makine-Montaj Sigortaları ve Genel Sorumluluk Sigortaları olmak üzere 7 temel başlık altında hazırladığımız ve sektörün katılımına açtığımız workshop serileri poliçehasar- hukuk üçgeninde en yetkin eğitim programlarından biri olarak öne çıkıyor. Bu program çerçevesinde hasar riskinin ve maliyetlerinin azaltılması için uzun yıllardır adli yargıda, Sigorta Tahkim Komisyonu ve Hazine Müsteşarlığı’nda Bilirkişi ve Hakem olarak görev almış sigorta hukukçularının yıllara dayanan bilgi, tecrübe ve sayısız gerçek vaka analizlerinden faydalanıyoruz.
Önümüzdeki süreçte sektörde yeni satın almalar veya konsolidasyon yaşanacak mı?
Önümüzdeki süreçte bazı şirketlerin mali açıdan zorlanması ve kar kaybı yaşaması, bazı şirketlerde de konsolidasyona gidilmesi bekleniyor. Özellikle elementer sektörde bu yıl konsolidasyon yaşanması, bireysel emeklilik sistemine ise yeni oyuncuların katılması öngörülüyor. Nitekim, geçtiğimiz günlerde American Life Hayat Sigorta (MetLife), Denizbank’ın, Deniz Emeklilik ve Hayat’ta sahip olduğu yüzde 99.86′lık hisseyi satın alarak sektöre girdi. Bunu yeni aktörlerin izlemesi bekleniyor.
Yakın coğrafyada sigortacılığın geliştirilmesine yönelik faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Ülkemizde olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde de sigortacılığı geliştirmek amacıyla eğitim, araştırma, yayın, danışmanlık vb. hizmetler sunan Vakfımız, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülkelerle; ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel, eğitim alanlarında işbirliğini projeler ve programlar aracılığı ile geliştirmek amacıyla, Başbakanlık’a bağlı olarak faaliyet gösteren Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) ile bir İşbirliği Protokolü imzaladı. Bu protokol çerçevesinde TSEV’den destek talep eden, TİKA kapsamındaki ülkelere sigortacılığa ilişkin kurumsal yapılanma sürecinde danışmanlık hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca bu ülkelere yönelik olarak talebe göre hazırladığımız sigortacılık eğitim programları da bulunuyor. Örneğin son olarak Azerbaycan Sigorta Birliği’nin talebi üzerine Azerbaycan sigorta sektörünün ihtiyaçları paralelinde bir “Temel Sigortacılık” e-öğrenme programı ile “Kişisel Gelişim Eğitim Programı” hazırladık.