TÜSAF ” Acentelerde Değişim Zamanı”
“Acentelerde artık değişim zamanı geldi”Sigorta sektöründe acente örgütü içinde küçük yapıların ayakta kalmasının zor olduğunu belirten TÜSAF Başkanı “Acentelerin teknoloji ve işe yatırım yapması gerekli. Acenteler, cadde ve sokaklarda girişlere inip, banka şubeleri gibi yerlerde çalışmalı” diyor.
Türkiye’de sigorta sektöründe en büyük dağıtım kanalını acente örgütü oluşturuyor. Sigorta şirketlerinin bankalar, çağrı merkezleri, internet gibi alternatif dağıtım kanallarıyla sigorta satışını artırmaya çalıştığı günümüzde, acenteler halen tüketici gözünde önemini koruyor. Bireylerin sigorta ürünlerini alırken karşılarında, sigorta konusunda bilgili, güler yüzlü personelle muhatap olması yanında, 7/24 hizmet alabilecekleri yapılar olması sigorta konusunda da en büyük tercihi “acenteler” yapıyor. Ancak, tüm bu önemine karşın, acentelerin sektörde hak ettiği yeri de aldığını söylemek zor. Konuşma fırsatı bulduğumuz acente sahiplerine tabiri caizse bir dokunup, bin ah işitiyorsunuz… “Sigorta şirketlerinin ödediği komisyon oranları düşük, hakkımızı alamıyoruz”, “Bankalar sigorta satışında haksız rekabet yaratıyor, ekmeğimize mani oluyorlar” sözlerini bir bir sıralıyorlar.
Acentelerin, önümüzdeki dönemde, tüketici gözünde önemini koruyabilmeleri için üzerlerine düşen görevler olduğunu söyleyen Büyükçelebi’ye göre, sektörde yeniden yapılanma şart. Sektörde acente örgütü içinde küçük yapıların, çağa ayak uyduramayan, kendine ve işine yatırım yapmayanların ayakta kalmasının zor olduğunu belirten Büyükçelebi, “Acentelerin teknoloji ve işe yatırım yapması gerekli. Acenteler, fiziksel olarak daha iyi şartlarda, banka şubeleri gibi yerlerde çalışmalı. İçerideki mobilyalarından tutun tüm uygulamalarını değiştirmeli. Biz de tüm meslektaşlarımızın ayakta kalmalarını sağlayacak çalışmalar yapıyoruz” diyor.
Fiziksel yapı düzgün olmalı
TÜSAF da tüm Türkiye’deki 15 bin 650 acentenin kurumsallaşmaları ve yeniden yapılanmaları için düğmeye basmış. Büyükçelebi’nin verdiği bilgilere göre, öncelikle acentelere yönelik mimari bir konsept tasarlama çalışması yapılıyor. Hedef, acentelerde fiziksel yapının bir banka şubesinden daha düzgün olması; acentelerin caddelerde, sokaklarda, girişlerde faaliyet göstermesi. İkinci olarak, kurumsallaşmaya yönelik her acentenin 150 TL gibi cüzi bir maliyete katlanarak, kendisine ait kurumsal bir web sitesinin ve e-mail adreslerinin olması için onlara yardımcı olunacak. Ayrıca, acentelerin daha uygun koşullarda ofis mobilyalarına sahip olmaları için bir şirketle anlaşma yapılmış.
TÜSAF, Büyükçelebi Başkanlığı’nda hangi projeleri hayata geçirdi?
Federasyon, 19 Şubat 2015’te, Türkiye unvanını aldı. Ankara-Kavaklıdere’de Federasyon merkezi kuruldu. Kurumsallaşmaya dönük adımlar atıldı. Sosyal medya kullanılarak Facebook’ta sayfa açıldı, Twitter kullanılmaya başlandı, web sitesi geliştiriliyor. Bilgilendirme bültenleri ve duyuruları tüm meslektaşlara iletilmeye başlandı. Ortak bir ses oluşturmak için “Sigortacım” adında dergi yayımlanmaya başlandı. Ortak tepkilerin merkez noktası oldu. İnternetten haksız rekabetle satış yapan şirketlerle ilgili imza kampanyası düzenlendi. Promosyonla meslek itibarını zedeleyen yakıt kampanyası yapan bir şirkete ciddi bir tepki verildi ve iki kampanyadan da sonuç alındı. Web, domain, mobilya, e-imza’ya acentelerin kolay teklif program kampanyalarıyla uygun koşullarda sahip olabilmesi imkanı sağlandı.
Tahsilat yetkisi büyük sorun
Acentelerin, fiziksel ve organizasyonel yapıları dışında sigorta şirketleriyle ilişkilerinde sorunlar yaşadıklarını belirten Büyükçelebi’ye göre asıl sorun, tahsilat yükünün acenteler üzerinde olması. Acentelerin müşterilerinden aldığı parayı peşin veya vade zamanında sigorta şirketlerine ödediklerini kaydeden Büyükçelebi, “Ancak, acenteler müşterilerinden çoğu durumda prim tutarını peşin tahsil edemiyor. Müşteriye belli bir vade tanıyor. Acente müşteriden tahsil etmediği parayı, tahsil etmiş gibi sigorta şirketine ödeme yapıyor. Bunu yapmadığı takdirde de poliçe iptal oluyor. Müşterilerden tahsil edemedikleri parayı ödemek zorunda oldukları için acenteler devamlı borç batağı içinde” diyor. Trafik ve kasko başta olmak üzere, yangın branşında bu sorunun yaşandığını belirten Büyükçelebi, tahsilat yükünün acenteler üzerinden alınıp banka vasıtasıyla yapılmasının gerekli olduğunu söylüyor.
TÜSAF sigorta şirketlerinden ne bekliyor?
Tek taraflı sözleşme yapılmaması. Acentelerin portföy mülkiyetinin sözleşmeye yazılması. Haksız fesihlerin yapılmaması ve keyfi uygulamaların ortadan kalkması. Emeğin karşılığı olan komisyonların düşürülmemesi. Denetimi etkin şekilde yapmaları Kazan-kazan mantığına uygun projeler, eğitimler hazırlanması, TÜSAF’la işbirliği içinde olmaları.
Acentelerin şubeleşmesi ile ilgili düzenlemede denetim çok önemli
TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi, Türkiye’de acentelerin şubeleşmesine yönelik düzenlemeler ve SAİK ve TÜSAF’a yöneltilen eleştiriler konusunda şu görüşleri dile getirdi: “Meslektaşlarımızdan gelen ciddi tepkilere Hazine Sigortacılık Müdürlüğü bir düzenlemeyle çözüm buldu, SAİK yönetmelik taslağını imzaladı ve Federasyon destek verdi. Yaşanan süreç ve nedenleri hakkında istenildiği zaman detaylarıyla bilgi verebilirim.”
Sigorta ürünü acenteden alınır telefonla satılması doğru değil
TÜSAF Başkanı Büyükçelebi, sektörde acentelere rakip olan alternatif dağıtım kanalları ile ilgili olarak da ilginç görüşlere sahip. Alternatif dağıtım kanallarından brokerlerin Türkiye’de de, dünyadaki örneklerine göre hareket etmeleri gerektiğini ifade eden Büyükçelebi, brokerlerin kurumsal işlerle ilgilenmeleri ve tüketicilere danışmanlık yapmaları buna karşın, tahsilat yapmamalarını ve sigorta şirketlerinden komisyon almamaları gerektiğini ifade ediyor. Alternatif dağıtım kanalları içinde bankaların, her branşta zorla satış yaparak sektörde haksız rekabet yarattıklarını belirten Büyükçelebi, şunları söylüyor: “Ayrıca, sigortanın, PTT ve kooperatifler gibi özel kanunla yetkilendirilmiş ancak acente gibi denetlenmeyen kurumlarla birlikte, çağrı merkezlerinden telefonla da satılması taraftarı değilim. İnternetten karşılaştırmalı fiyat veren sitelerin de kârlılık konusunda sigorta şirketlerini zora sokacağı bilinen bir gerçek. Fiyat avantajı gibi gözüken avantaj, yetersiz bilgi ve hizmet getirdiğinden daha fazlasını götürüyor. Sigortacılık, bilgi gerektiren bir iş. Alternatif dağıtım kanallarına kapıya sonuna kadar açmak mı sadece sektörün penetrasyonu artıracak? ‘Mevcut oluşturduğumuz pastayı biz yiyemedik; buyurun siz alın’ diyeceğimizi kimse düşünmesin. Tüketicilerin de karşılarında sigorta konusunda gerçek anlamda muhatabı olmayan yapılarla çalışmalarının doğru olmadığını düşünüyorum.”
Sigorta Haftası amacından uzak
Büyükçelebi, toplumda sigorta bilincini artırmak için Türkiye’de her yıl mayıs ayı sonunda kutlanan “Sigorta Haftası”nın amacından çok uzak olduğunu dile getiriyor. Sigorta Haftası’nda gerçekleştirilen etkinliklerin ve düzenlenen organizasyonların çok az olduğunu kaydeden Büyükçelebi, “İlgili haftada ilkokullardan başlayarak, üniversitelere kadar gidilerek sigorta bilincini artıracak etkinlikler düzenlenebilir” görüşünü dile getiriyor. Büyükçelebi’ye göre, toplumda sigorta bilincini artırmanın, biraz da çocukların aile bireylerine yapacağı baskı ile gerçekleşebileceği görüşünde. Nitekim, TÜSAF da bu düşünceden yola çıkarak, 2016 yılında çocuklara yönelik sigortacılıkla ilgili tiyatro oyunu projesini hayata geçirecek. Büyükçelebi’nin verdiği bilgilere göre, TÜSAF bir tiyatro grubu ile görüşüyor. 2016 yılında da TÜSAF yetkilileri ile birlikte söz konusu tiyatro grubu, Anadolu’daki 15- 20 ili ziyaret edecek. Bu illerde seçilen okullarda, sigortayı konu alan oyun sergilenecek.
Üniversitelerle ilişkiyi geliştiriyor
TÜSAF, üniversitelerle ilişkileri de geliştiriyor. Üniversitelerin sigortacılık bölümlerinden mezun, bu işi meslek olarak kabul etmiş öğrencilerin sigortacılık ve acente mesleğini yapmalarını istediklerini belirten Büyükçelebi, “Türkiye’de SEGEM’in verdiği eğitimler de yetersiz. Mesleğe girişe yönelik rutin bir eğitim ve sınav gerçekleştiriyor. Oysa, acente çalışanlarını daha da geliştirecek, sözgelimi acente işletmeciliği, satış teknikleri gibi eğitimler verilmeli. TÜSAF olarak, meslek yüksek okullarından mezun öğrencileri eğitime alıp, direkt acentelerde çalışabilecekleri bir olanağı yaratmaya çalışacağız” diyor.
Büyükçelebi’ye röportajımız sırasında TÜSAF’ın, SAİK ve Türkiye Sigorta Birliği (TSB) gibi kurumlarla ilişkilerini ve söz konusu kurumlarla ilgili düşüncelerini sorduk. Bir önceki döneme göre, SAİK’te olumlu gelişmelerin olduğunu belirten Büyükçelebi, “Bir takım projeler var. Ancak, bu projeler biraz yavaş ilerliyor. TOBB’un bürokratik bir yapısı var. Ayrıca, acenteler üzerinde denetim konusunda yetersizlikler var. Üç tane müfettişle, 15 bin 650 acenteyi denetlemeye çalışıyoruz. Denetim personeli yetersizliği ana problem” diyor. Büyükçelebi, geçmiş dönemlere bakıldığında TÜSAF olarak TSB ve Hazine Müsteşarlığı ile ilişkilerinin daha iyi olduğunu söylüyor. TÜSAF olarak acente örgütü içindeki tüm organizasyonlara da açık olduklarını belirten Büyükçelebi, “Ancak, yıllardır bu acente yapısı içinde acente örgütlerine liderlik yapmak isteyenlerin artık bu sevdadan vazgeçmelerini, bilgilerini, tecrübelerini meslektaşına gençler vasıtasıyla yansıtmalarını ve yerlerini gençlere bırakmalarını bekliyorum” diyor.
Bağımsız oda, birlik olma hedefi
TÜSAF olarak en büyük hedeflerinin kurulduğu günden bu yana bağımsız bir birlik ya da oda olmanın olduğunu belirten Büyükçelebi, örnek olarak da Mali Müşavirler Odaları Birliği’ni veriyor. Bu hedefi gerçekleştirmek için tüm yapının değişmesi ve yeniden kurgulanmasının gerekli olduğunu ifade eden Büyükçelebi, “Mevcut il delegeliği, sektör meclisi ve SAİK yapılanması eksiklik ve yetersizliklerle dolu. Kendi bütçesi, parası olan ve bunu harcamaya yetkili kurum olması çok önemli. Herşeyiyle kendi kendini yönetebilir olması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuşuyor.
TÜSAF Başkanlığı’na 2014 yılında getirildiğini belirten Büyükçelebi, Federasyon’daki ve SAİK’teki görevinin de iki yıl sonra sona ereceğini kaydediyor. TÜSAF Yönetim Kurulu’nun 30 kişiden oluştuğunu ifade eden Büyükçelebi, ortalama 23-24 kişinin katıldığı yönetim kurulu toplantıların demokratik bir ortamda geçtiğini söylüyor.
Türk sigorta sektörüyle ilgili olarak da görüşlerini aldığımız Büyükçelebi, 7 Haziran seçimleri öncesinde kurumlar ve bireylerin sigorta talebinde bir azalma olduğunu söylüyor. Seçimler öncesindeki belirsizliklerin ve ekonomideki yapısal bozuklukların ilk etkisinin sigorta sektörü üzerinde gözlendiğini ifade eden Büyükçelebi’ye göre bu durum, toplumda sigorta bilincinin yetersizliğinin bir sonucu. Sektörün yılın ilk dört ayında yüzde 14.3 büyümesinin ise karşılaştırma yapılan 2014 yılı rakamlarının düşüklüğünden kaynaklanan “baz etkisi” ile ilgili olduğunu belirten Büyükçelebi, kasko sigortası başta olmak üzere sektördeki şirketler arasında ciddi bir fiyat rekabeti olduğunu söylüyor. Eylülden itibaren sektörde ciddi anlamda toparlanma beklediğini kaydeden Büyükçelebi, “Sektörün, 2015 yılında nominal olarak yüzde 15 düzeylerinde büyüyeceğini tahmin ediyorum. Ayrıca, olumlu anlamda siyasal bir konjonktür oluşursa sektördeki büyüme daha da hızlanır. Ancak, hükümet kurma çalışmalarının etkisinin yansıması bu sonuçları değiştirebilir” diyor.
Acentelere yüzde 10-15 komisyon teklif eden avukatlar var
TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi’ye göre, sigorta sektörünün en büyük sorunu trafik kazaları sonucu oluşan “bedeni hasarlar.” Bu konuda avukatların başını çektiği gayri resmi organizasyonların varlığına işaret eden Büyükçelebi, “Bazı avukatlar, acentelere gidip bedeni hasarlı trafik kazalarında sigorta şirketlerinin ödeyecekleri tazminat üzerinden yüzde 10-15 komisyon teklif ederek işbirliği yapmak istiyor. Biz de acente örgütü olarak bu teklifleri kabul etmiyoruz. Acentelik güvene dayalı bir müessese. Ayrıca, muallak hasarlar acenteleri de olumsuz etkiliyor” diyor. Büyükçelebi, trafik sigortalarındaki yeni düzenlemeler sonucunda bedeni hasarların hesaplanmasında tüm kesimlerin üzerinde mutabık olacağı “ortak bir standardın” getirilecek olmasının, gayri resmi organizasyonları da tasfiye edeceği düşüncesinde.
Tüketici levhaya kayıtlı olandan almalı
Tüketicilerin de sigortasını mutlaka levhaya kayıtlı ve teknik personel belgesi olan, bu işi meslek edinmiş, bilgi ve tecrübesi iyi olan kişilerden satın almaları gerektiğini belirten Büyükçelebi, “Tüketicilerin aracı varsa mutlaka trafik ve kaskosunu yaptırması gerekli. Ayrıca, sağlık, hayat, ferdi kaza, konutları varsa konut sigortası ve işyeri, sorumluluk sigortaları yaptırmaları önemli” diye konuşuyor.
Sigorta şirketleri için acentelerin ‘su’dan farkı yok
Sigorta şirketleriyle yakından iletişim kurmanın ve işbirliği yapmanın önemine dikkat çeken Murat Büyükçelebi, şu görüşleri dile getiriyor: “Acenteler varlık sebebimiz olan sigorta şirketlerinin hayat kaynağı. ‘Su’dan farkımız yok şirketler için. Bu mantıkla tüm sigorta şirketlerinin genel müdürlüklerini ziyaret ediyoruz. Bugüne kadar 15 şirketi ziyaret ettik. Önümüzdeki dönemde diğerlerini de imkan doğrultusunda ziyaret edeceğiz. Bu ziyaretlerde acentelerin en büyük sivil toplum örgütü Federasyonumuz hakkında bilgi verip, mesleki konularda görüş alışverişi yapıyoruz. Gündemdeki konular ve sorunlar hakkındaki görüşlerimizi bildiriyoruz. Mesleki hassasiyetlerimizi, portföy mülkiyeti, komisyon düşürülme, haksız fesihlerle ilgili görüşlerimizi iletiyoruz. Kazan-kazan mantığıyla neler yapabiliriz ortak çalışmalarla, ortak menfaatler için nasıl işbirlikleri içinde olabilirizi konuşuyoruz. Acenteyi merkez kabul eden şirketlere desteğimizi açıkça ifade ediyoruz. Görüşlerin neredeyse birbirinin aynı olması bizi umutlandırdı.
Buradan bizi kabul eden, İlgisini esirgemeyen, görüşen, dinleyen şirketlere teşekkür ediyoruz.”